Yapay Zekâ Çağının Başlangıcı
Yapay Zekâ Çağının Başlangıcı
Yapay zekâ, önü alınamaz bir şekilde ilerlemesini sürdürürken teknoloji devleri de bu alana yatırımlarını hız kesmeden devam ettiriyor. Peki, şirketler ve biz son kullanıcılar için gelecekte nasıl bir senaryo bizleri bekliyor gelin bunu mercek altına alalım.
Teknoloji devleri ve diğer büyük şirketler, önümüzdeki yıllarda yapay zekâ (AI) yatırımları için 1 trilyon dolardan fazla harcamayı planlıyor. Ancak, bu büyük harcamalar düşünüldüğü gibi fayda sağlama konusunda görüşler farklılıklar gösteriyor.
Yapay Zekâ Yatırımının Bugünü ve Geleceği?
MIT’den Daron Acemoglu ve Goldman Sachs’tan Jim Covello, AI harcamalarının getireceği faydalar konusunda şüpheci bir yaklaşım sergilerken, Joseph Briggs, Kash Rangan ve Eric Sheridan gibi diğer Goldman Sachs analistleri yapay zekânın ekonomik potansiyeli ve getiri sağlama kabiliyetine daha olumlu bakıyor. Daron Acemoglu, yapay zekâ ile otomatikleştirilecek görevlerin yalnızca dörtte birinin önümüzdeki on yıl içinde maliyet açısından etkili olacağını tahmin ederek, yapay zekânın tüm görevlerin %5’inden daha azını etkileyeceğini öne sürüyor. Buna karşın, Joseph Briggs, bu yapay zekâ yatırım döngüsünün önceki döngülerden daha umut verici göründüğünü belirtiyor.
Yapay zekâ yatırımları son birkaç yılda hızla arttı ve piyasa, yapay zekâ donanım yığını genelinde yatırım beklentilerini önemli ölçüde yükseltti. Üretken yapay zekânın otomasyonu, maliyet tasarruflarını ve verimlilik kazançlarını artırma potansiyeli, üretkenlik ve GSYİH üzerinde önemli etkiler yaratabilir.
Yapay zekâ büyümesini kısıtlayabilecek bir etken çip sıkıntısı ve yaklaşan güç kaynağı yetersizliği gibi endişeler dile getiriliyor. Buna rağmen, yapay zekânın vaatlerini yerine getirmesi ya da balonun patlamadan uzun süre devam etmesi olasılığıyla yapay zekâ temasının devam etmesi için hala geniş bir alan bulunuyor.
Goldman Sachs, yapay zekâ raporuna göre 2024 yılındaki veri merkezleri için mevcut güç tüketimi geçmiş yıllardan bugüne analiz etmek istediğimizde aşağıdaki grafik bize referans olacaktır.
Yapay Zekânın Uzun Vadeli Getirileri
Goldman Sachs’tan Christian Mueller Glissmann, yapay zekânın uzun vadeli hisse senedi getirileri potansiyeli konusunda iyimser. Jeneratif yapay zekâ teknolojisinin şirketleri, endüstrileri ve toplumları dönüştürme vaadi, veri merkezleri, çipler, diğer yapay zekâ altyapıları ve enerji şebekesine yapılan önemli yatırımlara yol açıyor. Bu yatırımlar neticesinde de artan talebe cevap verilebilmesi için veri merkezlerinin şebeke ve güç alanının genişletilmesi gerekiyor. Öte yandan elektrik şebekesinin kapasitesinin, yapay zekâ ve veri merkezlerinin artan talebini karşılamak için önemli ölçüde genişlemesi gerekiyor. Mevcut güç altyapısı ve düzenleyici kısıtlamalar, potansiyel bir güç sıkışıklığına yol açarak yapay zekânın büyümesini engelleyebilir. Bunu kimse istemeyeceğinden bu alana yönelik araştırmalar ve yatırımlar son dönemde hızlandı.
Yapay Zekânın Sınırları ve Riskleri Neler?
Yapay zekâ teknolojisinin insan zekası kadar akıllı olma kapasitesine ulaşma konusunda sınırlamaları bulunuyor. Büyük kuruluşların yapay zekâ teknolojisini geliştirmede liderlik yaparken, küçük kuruluşların bu teknolojiyi benimsemeleri arasında derin farklılıklar gözlemlenebiliyor.
Peki, yapay zekânın ne gibi sınırlamaları var?
- Veri Bağımlılığı: Yapay zekâ modelleri büyük miktarlarda veri ile eğitilir. Veri olmadan yapay zekâ eğitilemez ve işlevsiz hale gelir ayrıca kaliteli ve dengeli veri olmadan, bu modeller hatalı sonuçlar verebilir.
- Genelleme Kabiliyeti: Yapay zekâ, eğitildiği veri setine dayanarak çalışır ve bu veri setinin dışında kalan durumlar için genelleme yapma kapasitesi sınırlıdır.
- Duygusal Zeka Eksikliği: Yapay zekâ, insan duygularını ve sosyal bağlamı anlamada sınırlıdır. Bu, insan etkileşimlerinde sorunlara yol açabilir. Temelde insanı ve yapay zekâyı ayıran özelliktir.
- Açıklanabilirlik: Bazı yapay zekâ modellerinin iç işleyişi karmaşıktır ve kararlarının nedenini anlamak güç olabilir. Bu, kritik uygulamalarda çeşitli sorunlar yaratabilir.
Peki, yapay zekânın ne gibi riskleri var?
- Gizlilik ve Güvenlik: Yapay zekâ büyük miktarda kişisel veri ile çalışabilir ve bu verilerin kötüye kullanımı veya sızdırılması ciddi gizlilik ve güvenlik sorunlarına yol açabilir.
- İş Kaybı ve Eşitsizlik: Yapay zekâ teknolojileri, bazı işleri otomatik ve hızlı hale getirerek işsizliğe neden olabilir ve bu işsizlik durumu da ekonomik eşitsizlikleri artırabilir.
- Kötüye Kullanım: Kötü niyetli kişiler tarafından siber saldırılar, dezenformasyon kampanyaları veya diğer zararlı amaçlar için kullanılabilir.
- Yasal ve Etik Sorunlar: Kullanım ile ilgili yasal ve etik sorunlar henüz tam olarak çözümlenmemiştir. Bu, sorumluluk, hesap verebilirlik ve etik karar verme gibi alanlarda belirsizlikler yaratabilir.
Yapay Zekânın Meslekler Üzerinde Bırakacağı Etkiler
Teknolojik yenilikler yeni mesleklerin ortaya çıkmasına neden olarak hayatımızın her yönünü etkiliyor. AI teknolojisinin yeni görevler, ürünler ve yetkinlikler yaratmada kullanılması, insan keşifleri için daha iyi imkânlar sunacağı umuluyor. Fakat birçok kişi bu yoruma pek inanmıyor aksine yapay zekânın birçok mesleği yok edeceğine ve insanların işsizlik korkusuyla baş başa kalacağını söylüyor. Yapay zekâ birçok mesleği yok edecek olsa da çeşitli alanlarda yeni istihdam olanakları yaratacağı kuşku götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
Peki, yapay zekâya bu soruyu yönelttiğimizde nasıl bir cevap aldık? Bu soruyu sorduğumda tarih Temmuz 2024‘ü gösteriyor.
Bu yazımızda, yapay zekânın bugününü ve yarınını geniş bir perspektiften uzman yorumları ve analizlerden yola çıkarak değerlendirdik. Yatırımların ne yönde olduğu ve yapay zekâya yönelik talebin karşılanması için ihtiyaç duyulan enerjinin karşılanmasındaki güçlüklere ve bu yöndeki çözüm alternatiflerini ele aldık.